Pek çoğumuzun ortak problemi olan göz hastalıkları yaşam kalitemizi etkilemekle kalmıyor, tedavide geç kalındığında kalıcı görme kayıplarına dahi yol açabiliyor. Alacağımız basit önlemlerle gözlerimizde oluşabilecek ciddi sorunları büyük oranda önleyebilmemiz mümkün. Peki nelere dikkat etmeliyiz? Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mitat Altuğ, yapılması gerekenleri anlattı.
GÖZ MUAYENELERİNİZİ İHMAL ETMEYİN
Göz muayenelerinizi ihmal etmemelisiniz. Bu sayede net görüşü engelleyen kırma kusurları (hipermetropi, miyopi, astigmat),göz hareketlerini ve fonksiyonunu etkileyen gözlerde kayma gibi göz rahatsızlıkları ile diğer pek çok göz hastalıkları erkenden tespit edilebilir. Ayrıca bu kontrollerde pek çok sistemik hastalık erkenden tespit edilebilir. Bunların arasında bazı kanser türleri, Multiple Skleroz (MS) hastalığı ve Behçet hastalığı sayılabilir. Bunlara ilaveten pek çok sistemik hastalık da göz sağlığımızı etkileyebiliyor. Örneğin; yüksek tansiyon ve diyabet hastalığı göz damarlarını etkiyen hastalıklar göz içi kanamasına ve hatta görme kaybına neden olabiliyorlar. Yakınması olmasa dahi 6 aylık ve 3-4 yaş arası çocuklara mutlaka göz muayeneleri yapılmalı. Daha sonraki dönemde büyüme çağındakilerin yılda bir, hiçbir göz sorunu olmayan 18-40 yaş arasındakiler en azından 2 yılda bir, daha ileri yaştakiler veya diyabet ya da yüksek tansiyon hikayesi olanlar veya ailede göz hastalığı bulunan kişiler ise yılda bir kontrolden geçmelidir.
GÖZ ENFEKSİYONUNA YAKALANDIYSANIZ TÜM MALZEMELERİNİZİ ATIN!
Sıvı veya kremsi malzemelerde bakteriler kolayca üreyebiliyor. Göz enfeksiyonuna yakalandıysanız tüm malzemelerinizi atın. Ayrıca kirpik kenarının iç kısmına eyeliner ile göz kalemi sürmeyin. Çünkü kirpik hattının iç kısmında gözyaşı salgı kanalları mevcut. Bunlar da tıkanıklıklara ve enfeksiyona neden olabiliyor. Her gece makyajınızı göze uygun temizleyicilerle temizleyin. Makyaj malzemelerinizi başkalarıyla ortak kullanmamaya da özen gösterin.
KONTAKT LENS KULLANIMINA DİKKAT!
Kontakt lens kullanıyorsanız hijyen kurallarına çok dikkat edin. Lensinizi takıp ve çıkarma öncesinde ellerinizi sabunlu suyla yıkayıp durulayın. Lens kabındaki solüsyonu her gün düzenli değiştirin. Lens kabınızı ise 3 ayda bir yenileyin. Lensinizi önerilen süreden daha fazla kullanmayın. Lenslerinizle uyumak, havuza girmek ve duş almak tavsiye edilmemektedir. Aksi durumlarda göz enfeksiyonu riski artıyor.
BİLGİSAYAR BAŞINDAYKEN YARIM SAATTE BİR MOLA VERİN
Yaklaşık 20-30 dakikada bir verilecek molalarla, bakış mesafesi değiştirilip 20 saniye kadar en az 6 metrelik uzak mesafeye bakılarak göz kaslarında spazm gelişmesi ve buna bağlı göz ve baş ağrılarının ortaya çıkması engellenebilir. Ayrıca ekranınız 50 cm mesafede ve ekranın üst sınırı da göz hizanızın altında olsun. Ekranda dış ortam yansımalarının olması engellenmelidir, ayrıca monitörünüzün ekran aydınlatması, bulunduğunuz ortamdaki ışıktan daha hafif düzeyde olmalıdır.
Ekrana bakarken gözün sık sık kırpılması tavsiye edilmektedir. Bu sayede göz yüzeyinin nemlenmesi sağlanarak kuruluk ya da aşırı sulanma azaltılabilir. Ayrıca ortamda bulunan klima akımının göze doğru olmasının engellenmesi kuruluk sorununu engellemeye yardımcı olacaktır.
HER MEVSİM GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ KULLANIN
Ultraviyole ışınları, cildinize zarar verdiği gibi göze de zarar veriyor. Katarakt, kornea yanıkları, sarı nokta hastalığı ve pterjium gibi göz rahatsızlıklarına yol açabiliyor. Dışarı çıktığınızda hava kapalı bile olsa yaz-kış demeden güneş gözlüğü kullanın. Kontakt lens kullanıyorsanız UV-A ve UV-B blokajı olanları tercih edin. Kar, su, kum ve betonun da güneş ışınlarını yansıttığını unutmayın.
BU BESİNLERİ BOL BOL TÜKETİN
Yemek yeme alışkanlıklarımız özellikle göz sağlığına doğrudan olumsuz etkiler oluşturabilir. Göz sağlığı için A, C, E vitaminleri ve beta karoten ile zenginleştirilmiş besinler tüketmek önemlidir. Çinkodan zengin fasulye, bezelye, kırmızı et ve kümes hayvanları ışık hasarına karşı gözü koruyor. Özellikle kırmızı biber ve ıspanakta bulunan A vitamini gözün gece görüşünü ve direnicini artırırken, yaban mersini ve tatlı patatesin sahip olduğu C vitamini ise gözde katarakt ve makula dejenerasyonu riskini en aza indiriyor. Omega-3’ler bakımından zengin somon balığı retinanın fonksiyonunu koruyan hücre zarlarına yapısal destek sağlıyor. Beta karoten, lutein, zeaksantin içeren havuç, şalgam, yumurta sarısı ve brokoli gibi besinler de göz sağlığımız için önem oluşturuyor. Tamamlayıcı besinler arasında ise chia tohumları barındırdığı beta karoten, E ve C vitaminleri ile yaşa bağlı sarı nokta hastalığını önlemeye yardımcı olmaktadır.
SİGARAYI BIRAKIN
Eğer sigara içiyorsanız, bir an önce bırakmalısınız. Çünkü sigara yaşa bağlı sarı nokta dejenerasyonu için en önemli risk faktörüdür. Aynı zamanda katarakt oluşumunu hızlandırır, gözlerde kuruluğa sebep olur. Göz damarlarında tıkanıklığa yol açar, bunun sonucunda da görme kaybı gelişebilir. Sigara içmeyi bırakan kişilerin göz hastalığı riskinin içmeyen kişilerdekine oranla gerilediği tespit edilmiştir.